top of page
Yazarın fotoğrafıAgah Karaaslan

TOMASSI'NİN DEMİRDEN KURALLARI #4

Güncelleme tarihi: 4 Oca

TOMASSI’NİN DÖRDÜNCÜ DEMİRDEN KURALI

IV. / #4

ASLA evli olmadığınız veya 6 ay içinde evlenmeyi planlamadığınız bir kadınla hiçbir şartta aynı evde yaşamayın.


Bu durumda tamamen güçsüzsünüzdür. Asla bir kız arkadaşınızla ev satın almayın, asla bir kız arkadaşınızla kira kontratı imzalamayın. Asla onun evine taşınmayı kabul etmeyin ve kesinlikle bir kadını kendi yerleşik hayat düzeninize taşımayın.


Ben “Birlikte yaşama.” dinamiğine kesinlikle karşıyım, bu pek çok erkeğin içine düşmesine izin verdiği bir tuzak. Buna karşı olmam ahlaki bir meseleye dayanmıyor, yine basit bir pragmatizm. Eğer bir kadınla yaşıyorsanız o kadınla evli olsanız iyi edersiniz çünkü bunu yaptığınızda evliliğin her türlü mesuliyeti üzerinizde olur. Sadece anonimlik ve özgürlüğünüzü kaybetmekle kalmaz, aynı zamanda ilişkinizin nasıl bozulduğuna bakılmaksızın kanuni olarak hayat düzenlemelerinizin devamından mesul olmayı da taahhüt edersiniz. (Sanırım bu Türkiye’de geçerli bir kural değil ama Batı'da ciddi bir sorun).


Şunu da vurgulamalıyım ki, bir kız arkadaşla birlikte yaşamayı taahhüt ettiğinizde (Bu mali bir taahhüttür), onun cinsel erişilebilirliğinde ve arzusunda belirgin bir azalma fark edeceksiniz. Bir kadının arzusunun yeniden alevlenmesiyle ilgili bana gelen en yaygın şikâyet, erkeğin sevgilisiyle bir hayat anlaşmasına geçmesinin bir neticesi olarak ortaya çıkıyor. Bu sayede bekârken cinsel hayatınızı bu kadar harika kılan bütün bu rekabet endişesi ve bunun neticesinde ortaya çıkan cinsel gerilim onun omuzlarından kaldırılır ve sizin tek cinsel yakınlık kaynağınız olduğunu bilerek sakinleşip rahatlayabilir. İsminizi onunla birlikte o listeye koymak (Sadece adınız olsa bile) onun için bir sigorta poliçesi imzalamaya benzer:


“İmzayı atan şahıs olan ben, bir yıl süre içinde bu kızdan başka hiçbir kadınla yatmayacağıma söz veriyorum.”

Bu durumda kadın, “Benim hakkımda ciddi olmasaydı sözleşmeyi imzalamazdı.” diye düşünür. Artık sizinle maraton seksi yapmayı ve doğrudan gerekliliği sağlayan bütün o dürtü ve enerji rahatlamıştır. Çerçeveyi kendi kontrol eder ve bunun en az bir yıl süreceğinin hukuki ispatı yazılı olarak eline verilmiştir.


Sakın böyle bir şey yapmayın! İlişkiler daha fazla tabak çevirdiğinizde veya en azından birbirinizi kol mesafesinde uzak tuttuğunuzda en iyi şekilde devam eder.


Erkeklerin kız arkadaşlarıyla birlikte yaşamak istemeleri konusunda duyduğum bütün makul mazeretler arasında en yaygın olanı, bunu maddi nedenlerden dolayı yapmalarıdır. Onun bir oda arkadaşına ihtiyacı var ve neden sevişmekten hoşlandıkları bir oda arkadaşı olmasın?


Hikâyenin görünen yüzü bu ama altında randevulara çıkarma veya bir yerlere gitmek zorunda kalma formaliteleriyle kesintiye uğramadan sürekli bir seks akışına sahip olmanın çok daha uygun olacağına dair yarı bilinçli bir anlayış var. Görünüşte bunun pek mantıklı gelmediğini söyleyemem. Genellikle sorunlarına en çıkarımsal çözümleri bulmakta erkeklere güvenebilirsiniz. Bununla birlikte kadınlara yönelik pek çok şeyde olduğu gibi, en çıkarımsal çözüm gibi görünen şey, çoğu zaman açıkça gizlenmiş bir tuzaktır.


Tıpkı evlilikte olduğu gibi, birlikte yaşamak da kadına makul bir rahatlık hissi verir. Birlikte yaşamak, kadının kendi başına yaşarken ve hâlâ en azından öngörülemez olma seçeneği olan bir adamla çıkarken katlanmak zorunda kaldığı rekabet endişesine karşı, en azından marjinal bir sığınak hâline gelir. Birlikte yaşamanın zorunlu kıldığı yarı evlilikte durum ve ilişkinin dinamikleri zamanla buna evrilir. Onun aşinalık içinde rahatlamasına ve daha sonra kendi mahremiyetinin şartlarını yasaklamasına imkân tanıyan tam da bu öngörülebilirlik duygusudur. Başka bir deyişle, cinselliğini bir koz olarak kullanma ve “Birlikte yaşama anlaşması.” karşılığında arzusunun şartlarını müzakere etme konusunda mükemmel bir konumdadır.


Aynı mantıkla çoğu AFC (Ortalama Umutsuz Salak) birlikte yaşamayı ideal bir anlaşma olarak görüyor. Çok azının gerçekten gerçek seçenekleri var hatta bunları kullanmayı deneme istekleri bile yok; birlikte yaşamanın, cinsel pazardan çıkmanın, olası reddedilmeyi sınırlamanın ve istikrarlı bir seks erişimini kilitlemenin harika bir yolu olduğunu göremiyorlar.

Tabak çeviren erkekler, seçenekleri olan erkekler, hırslı erkekler, birlikte yaşamayı nadiren hayatları üzerinde sınırlayıcı bir engel olmaktan farklı bir şey olarak görürler. Kadınlar belli bir şuur seviyesinde bu dinamiği anlıyorlar, seçenekleri olan erkekler birlikte yaşamayı düşünmezler. Yani bir erkek birlikte yaşamayı kabul ettiğinde ya da teklif ettiğinde bu onda iki farklı intiba bırakır: Bu adam ya kendisinin tamamen kazanmayı başardığı ve onunla monogamik olmaya hazır olan bir alfadırnya da kendisinin “Kesin olduğuna inandığı şeyle” yaşamaya alışmaktan daha iyi seçenekleri olmayan bir betadır.


Bir kadın için en sarsıcı olan şey, yakalanması zor Alfa'yı bağlanmaya hazır bulduğunu düşünerek onunla birlikte yaşamaya başlaması ancak kira sözleşmesini imzaladıktan sonra onun eski, rahat, AFC (Ortalama Umutsuz Salak) hâline geri dönen akıllı bir Beta olduğunu keşfetmesidir.


Şimdi bütün bunlar göz önüne alındığında daha mantıklı olan nedir? Bağımsız yaşamak ve kız arkadaşınızla engelsiz yaşama seçeneklerinin tadını çıkarmak mı yoksa onunla aynı eve taşınıp uyanık olduğu her an onunla uğraşmak zorunda kalmak mı? Bir kadının yanına taşınmak bağlılık anlamına gelir ve herhangi bir şeye kendinizi adadığınızda en değerli iki kaynağınızı yani seçeneklerinizi ve manevra yeteneğinizi kaybedersiniz.




 

94 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page