top of page
Yazarın fotoğrafıAgah Karaaslan

MUTLULUK NİHAİ BİR AMAÇ DEĞİL DOLAYLI BİR HEDEFTİR

Neden Kadınlar ASLA Mutlu Olamayacaklar?


Karınızı asla "mutlu" edemezsiniz çünkü mutluluk nihai bir AMAÇ değil, dolaylı bir HEDEFTİR.


Burada Rollo Tomassi bazı bilimsel terimlere değinmiş, cümlenin Türkçe çevirisi çok iyi anlaşılmadığından, çeviriye devam etmeden önce kısa bir açıklama yapalım;


Bilimsel literatürde yakın/yaklaşık (approximate) sebep, ve nihai (ultimate) sebep dediğimiz kavramlar var. Örneğin çitaların hızlı koşmalarının yakın sebebini kas gelişimlerinde ve kaslarının fizyolojisinde bulabiliriz. Bir çitanın doğumundan itibaren kaslarının nasıl geliştiğini, iskeletinin buna göre nasıl şekillendiğini, kalbinin nasıl çalıştığını, dokularının fizyolojisini veya histolojisini çalışarak bulabiliriz. Bu canlıların kas, sinir, bağ yapılarını inceleyerek bu hızlı koşunun arkasında yatan yakın sebebi keşfedebiliriz. Bu düzeyde yapılan çalışmalar, çitaların şu anda ne gibi özelliklere sahip olmalarından ötürü hızlı koşabildiklerini gösterecektir. İşte bu çitalar neden hızlı koşarlar sorusunun yakın / yaklaşık sebebidir. Ancak bu araştırmaların hiçbiri, bu yapıların ele aldığımız türde böyle olmasının ardındaki temel nedeni aydınlatmaya yaramaz. Örneğin herkesin aklına "Çita hızlı koşuyor ama neden hızlı koşuyor, bu en başında nasıl mümkün oldu, bu tür neden hızlı koşabilir hale geldi?" sorusu gelecektir. İşte soruların cevabı da sorunun nihai sebebi oluyor.


Yani Rollo Tomassi burada bilimsel kavramlara başvurarak şunu anlatmaya çalışıyor: mutluluk hayatta alınabilecek nihai bir hedef değildir, approximate yani yakın / yaklaşık olan dolaylı bir hedeftir. Bunun daha basit bir dille anlatımı; mutluluk anlıktır, ve anlık olan bir şey nihai bir hedef haline getirilemez.


Makalenin geri kalanını anlamanız için bu cümleyi iyi bir şekilde idrak etmeniz önemli. Şimdi devam edelim;


“Belki burada anlamamı engelleyen biyolojik bir durum var ama 50'li yaşlarımda ve üzerindeysem her gece tek başıma oturmaktan mutlu olabileceğimi hayal edemiyorum. Bence bir kadın bundan hiç hoşlanmaz! Muhtemelen bu durum aklını kaybetmesine sebep olur!!!!!”

Tüm kadınlar gibi (evet, tüm kadınlar dedim), bu kadın da mutluluğun nihai bir sonuç değil, yakın bir sonuç olduğunu anlayamıyor. Kadınlara, mutluluğun sürdürülebilir bir amaç durumu olması gerektiği yalanı satılıyor. Bugünlerde pek çok kadının M&M gibi antidepresanları yutup durmasının nedeni budur.


İnsanlık durumu hoşnutsuzlukla tanımlanır. Bunu tekrar okuyun. Hoşnutsuzluk. Ama burada hayatın sadece acıyı yönetmeye yönelik bir çaba olduğu şeklindeki kemik kafalı Neo-Budist Peterson’cı saçmalıktan bir ayrım yapmak önemli. Hayat acı çekmek değildir, ama hoşnutsuzluk iyi bir şeydir. Hoşnutsuzluk insan olmanın bir hatası değil, bir özelliğidir.


Daha savunmasız cinsiyet olarak kadınlar, uzun vadeli mutluluk ve tatmin olma fantezisine kolayca kapılırlar. Ödüllendirici bir yaşamın koşulu olarak "ihtiyaçlarının karşılanması" hakkına sahip olduklarına ve "mutlu olmayı" hak ettiklerine inanırlar. Bu hak edilmiş tatmin anlayışı, Jinosentrik (kadın merkezli) toplum düzeninin kadınlara sattığı pek çok hoş kurgunun temelini oluşturur. "Gerçeğinizi yaşayın" ve "Beni yargılayamazsın" tarzı söylemler bu kurgulardan sadece birkaçıdır, fakat tehlikeli ve kaotik bir dünyada sürdürülebilir güvenlik isteği, kadınların evrimsel donanımlarına kodlanmıştır. Ancak kadınlar için yaratılan kadınsı bir toplumda, doğuştan gelen tatmin ihtiyacı abartılarak, kadınsı ihtiyaçların karşılanması bir hak veya yetki haline getirilmektedir.


FOMO (bir fırsatı kaçırma korkusu) ve YOLO (sadece bir kez yaşarsınız) sloganları bu yetkinin uzantılarıdır. Kadınların mutluluğundaki keskin düşüşün ana hatlarını çizen bazı makaleleri yılda bir veya iki kez okurum. TradCon'lar (Geleneksel Dindarlar) bunu kadınların anneliğe karşı çektikleri feminist reddiyenin bir sonucu, ve sorumsuz erkeklerin kadınların beklentilerini karşılayamadığının bir kanıtı olarak görüyor. Black Pill’ciler, kadınların mutsuzluklarını, kibirlerinin karşılığı olarak hak ettiklerini düşünüyor. Ancak tüm bunların dürüst cevabı, mutluluğun bir varoluş durumu olduğu yönündeki yanlış idealdir.

Aslında mutluluk eylemin içindedir. Mutluluk bir varoluş hali değildir.


Kadınlar evrimsel olarak daha savunmasız olan cinsiyettir. Bu nedenle, uzun vadeli güvenlik, memnuniyet ve mutluluğun sürdürülebilir olduğu fantezisi o kadar inandırıcıdır ki, sanki tüm kadınların doğuştan hakkıymış gibi hissettikleri bir şey haline gelmiştir. Sorun, kadınların "mutluluğun" işleyen bir durum olduğunu düşünememesidir. Erkekler, biz bunu dile getirmesek bile, içgüdüsel olarak bu önermenin yanlış olduğunu anlarlar. Hayatta kalmayı ve üremeyi umuyorsak, erkek cinsiyetinin bizden daha fazlası olması gerekir, gelecek nesillere doğru giden süreçte sürekli bir gelişim sürecinde olması gerekmektedir. Ve bizi mutlu eden şeyleri ve davranışları, tüm bunların gerektirdiğini yapma sürecinde buluruz.


Erkekler yaptıkları şeyi yapmaktan mutluluk duyarlar, kadınlar ise memnuniyetlerini hiçbir zaman ulaşamayacakları bir hedef durumuna şartlandırdıklarından dolayı acı çekerler, ve ancak erkeklerin bu ulaşılmaz hedef durumuna ulaşabilmeleri için onlarla işbirliği yapmaları durumunda bunun mümkün olabileceğini bilirler. Kadınlarda asla gerçekleşemeyecek bir mutluluğun sürdürülebilmesi uğruna erkeklerin iş birliği yapması hem feminizmin hem de toplumsal muhafazakarlığın temelidir. Hem feministler hem de TradCon'lar erkeklerin kadınlara daha iyi bir yaşam borçlu oldukları konusunda hemfikirdir. Ve bu daha iyi bir yaşam, ihtiyaçlarının karşılanması ve sürdürülebilir bir memnuniyet fantezisinin sürdürülmesi anlamına gelir. Çünkü eğer anne mutlu değilse, Tanrı da mutlu değildir.


Erkekler aslında popüler söylemlerin aksine "basit yaratıklar" değildir. Çoğu oldukça karmaşıktır. Ancak erkeklerin basitliği, kadınlar mutsuzluk içinde kıvranırken erkeklerin mutluluğunu açıklamak için toplayabildiği tek mantıktır. “Erkekler aptal olmalı. Nelerden mutlu olduklarına baksanıza!” Ama erkekler mutluluğu bir şeyler yaparak bulurlar. Bizlerin bir amaca ihtiyacı var. Bizi sorun çözmek mutlu eder. Keşfedip aşabileceğimiz sınırlara ihtiyacımız var. Kadınlar, modern erkeklerin tembelliğinden ve uyuşukluğundan şikâyet ederken, bunun nedeni öncelikle erkeklerin, kadınların kendi başlarına bulamayacakları sürdürülemez mutluluğu sunma görevini reddetmeleridir. Peki çözüm ne? Erkekler boktan! Erkekler aptal budalalar olmalılar çünkü onları mutlu eden şey, kadınların mutlu olması için gereken şeyler değil.


Hoşnutsuzluk Armağanı


Hoşnutsuzluk iyi bir şeydir. Bizi gezegendeki en üst tür yapan da buydu. Hiçbir zaman tam olarak hayatınızdan memnun olmayacaksınız, ancak bununla nasıl başa çıkacağınız karakterinizi tanımlayacak olan şey olacaktır. Yaratıcı olarak hoşnutsuz ya da yıkıcı biçimde hoşnutsuz olabilirsiniz. Kadınların ruhları bunu anlamakta güçlük çeker çünkü onlar dolaylı bir hedef olan mutluluk duygusunun nihai bir hedef olmasını isterler.


Mutluluk Sadece Dolaylı Bir Hedeftir!


Evrimsel bir perspektiften bakıldığında, insan duyguları evrimleşmiştir çünkü genellikle bize evrimsel faydalar sağlarlar ve sonuçta hayatta kalma olasılığını veya üreme kapasitelerini artırmaya yardımcı olurlar (bkz. Guitar, Glass, Geher ve Suvak, 2018). Tıpkı kaygının uyumlu davranışları motive etmeye yardımcı olacak şekilde gelişmesi gibi, mutluluk da uyumlu davranışları motive etmeye yardımcı olacak şekilde gelişmiştir.

İnsanları mutlu eden şeylere bakın. Bunlar genellikle atalarımızın hayatta kalma veya üreme olasılıklarının artmasına yol açacak sonuçların haritasını çıkaran şeylerdir.

Mesela gelin bu şeylerin kısa bir listesini oluşturalım;


·        Yiyecek

 

·        Seks

 

·        Arkadaşlarınızla Eğlenceli Aktiviteler

 

·        Sosyal Bağlamlarda Başarılar

 

·        Görev Tamamlama

 

Genel hatlarıyla bu tür sonuçların sadece mutluluğa yol açma kapasitesinin olduğunu değil, aynı zamanda evrimsel bir bakış açısıyla net faydalar sağladığını da kolaylıkla görebiliriz. O halde, mutlulukla ilgili evrimsel yaklaşım esas olarak şudur: Mutluluk, bizi ortalama olarak hayatta kalma veya üreme ihtimalinde artışlara yol açacak sonuçlara yol açması muhtemel eylemlere katılmaya motive eden duygusal bir durumdur (bkz. Gitar). ve diğerleri, 2018)

Evrimsel açıdan mutluluk dolaylı bir hedeftir. Önemli ve güzeldir ama nihai bir evrimsel hedef değildir.


Evrimsel bir perspektiften bakıldığında nihai hedefler, hayatta kalma ve üreme olasılığındaki artışlarla ilgili sonuçlarla ilgilidir. Dolayısıyla bir doğum günü partisinde önümüzde masanın üzerinde bir parça çikolatalı pasta bulunması bizi heyecanlandırabilir, ancak bu anlık mutluluk tek başına bir nihai amaç değildir. Mesela bize zengin yiyecekler sunulduğunda mutlu olacak şekilde evrimleştik, çünkü zengin yiyecekler bulmaya motive olan atalarımızın yemek yeme ve dolayısıyla hayatta kalma ve üreme olasılıkları daha yüksekti.


Kaygı gibi mutluluk da, atalarımızdan kalma koşullar altında evrimsel sürece adapte olmamızı sağlayacak sonuçlara yol açacak davranışlara katılmaya bizi motive etmek gibi temel evrimleşmiş işlevi olan duygusal bir durumdur. Mutluluk nihai bir amaç değildir; amaca ulaşmak için bir araçtır.


— Pozitif Evrimsel Psikoloji: Darwin'in Daha Zengin Bir Hayat Yaşama Rehberi, 2019, Glenn Geher ve Nicole Wedberg


Ne zaman mutluluk endeksleri üzerine en son araştırmaları görseniz ya da bazı uzmanların yalnızlık ya da mutluluk hakkında yaptıkları akılsızca söylemleri duysanız, unutmayın ki bu insanlar, mutluluk ve tatmin olmanın sürdürülebilir, nihai sonuçlar olduğu yönündeki modası geçmiş varsayımlarla hareket ediyorlardır. Jinosentrik (kadın merkezci) düşünceye o kadar dalmışlardır ki, mutluluğun bir hayat amacı olduğu safsatasının gerçek dışı olabileceği ihtimalini sorgulamak asla akıllarına gelen bir düşünce değildir. Mutluluğu artırmak için yaygın olarak önerilen stratejilerin çoğu, geçerlilikleri için yapılan testleri geçemezler. Sürdürülebilir mutluluğa dair yaygın inanış, eski düzen 20. yüzyıl düşüncesidir. Bir nüfusun sürdürülebilir mutluluğunu bir ölçüt olarak kullanan herhangi bir çalışma veya anket, yalnızca anlamsız olmakla kalmaz, aynı zamanda 20. yüzyılın en lanetli mitlerinden birinin günümüze kadar devam etmesine neden olmaktadır.


Kadınlar, erkeklerin sorunlarını çözdüğü için seksle ödüllendirilmezler. Erkekler “olmalıdır” (Men must become). Erkeklerin performans yükümlülüğü bizlere, mutluluğun doğasının ve mutlu hissetmenin yolunun eylemden geçtiğini öğretir. Ama kadınlar sadece öyledir (Women just are) . Bu nedenle sadece var oldukları için mutlu olmak ve ihtiyaçlarını karşılamayı “hakları” olarak görürler. Ve mutluluğa dair bir hak sanrısı içinde olmak, kadınların sosyal medya aracılığıyla egolarının abartıldığı bir çağda, kadınların erkeklerdeki hayal kırıklığını daha da artırmaktadır. Kadınların sadece kadın oldukları için mutlu olmayı hak ettiği fikri, hem ahlakçılar hem de feministlerce kullanılan bir pazarlama hunisidir.  Ancak erkeklerin bir kadını hak ettiğine ve erkeklerin erkeklik görevlerine bağlı olması gerektiğine inandığı anlamda mutlu edebilmeleri mümkün değildir.


Aradaki bu kopukluk, kadınların "sen sen olarak yetersin" veya "Gerçeğini yaşa" gibi yalanlarla kendilerini gaslighting yapmalarının asıl nedenidir. Alkol ve antidepresanlar mutlu “olmanın” kimyasal çözümüdür. Eğer mutluluk durumuna ulaşmak kadınlar için çok zorsa, içki, SSRI'lar ve Instagram'ın yeniden onaylanan merhameti, bu mutsuzluğun semptomlarını maskelemeye hazır, ancak hastalığı asla gerçekten tedavi etmeyen yapay bir neşedir.


Kadınların kolektif kibri, mutluluğun temel doğasını ve güvenlik ve tatmin arayışının onları nasıl yavaş yavaş öldürdüğünü anlamak için gereken türden bir içgörüye izin vermiyor. Hiçbir erkek bir kadının ihtiyaçlarını karşılayamaz veya onu mutlu edemez.


Mutlu eş, mutlu yaşam bir ültimatomdur, düğününde damada söylenecek türden tatlı bir laf değildir. Hayattaki amacını eşlerinin sürdürülebilir mutluluğu haline getirmeyen erkeklere utanç vaazı veren, kendini beğenmiş kaç TradCon evlilik fenomeni görüyorsunuz?


Karınızı asla "mutlu edemezsiniz" çünkü mutluluk nihai bir sonuç değil, dolaylı bir sonuçtur. Bu tarz hileler, karılarının mutluluğunun onların hayatının misyonu olması gerektiği yalanını sürdürerek erkeklerin hayatlarını mahvediyor. Öyle ki bunu başaramamak, bir erkek, bir koca ve bir baba olarak başarısız olmak anlamına gelir.

 

147 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page