ERKEKLERE İNANDIRILAN CİNSEL MİTLER
- Agah Karaaslan
- 9 Oca 2024
- 4 dakikada okunur
Kırmızı Hap’ta feminen gerçekliğin Matrix’inin insanları, kadın üstünlükçü ilişki dinamiklerinin normalleştirildiği bir gerçekliğe şartlandırdığından sıklıkla bahsediyoruz. Ama bu gerçekliğin ilişkilerin yatak odasına yansıyan kısımlarından genellikle bahsetmiyoruz. İlişkilerin her alanında olduğu gibi yatak odasında da erkekler kendi doğalarından uzaklaştırılarak betalaşmaya ve çerçeveyi kadınlara teslim etmeye programlılar.
Çoğu erkek cinsellikte de bir çerçevenin olduğunun farkında değildir. Tıpkı ilişkinin her alanında olduğu gibi cinsellikte de kadınlar erkekleri çerçeveleri altına almaya çalışırlar, bunu deneyeceklerdir. Çoğu erkek maalesef bunun farkına varamıyor. Çünkü cinsel açlığın ve yokluk mantalitesinin getirdiklerinin neticesinde çoğu erkek cinselliğe, erkeğin kadını mutlu etmesi gereken ve bu şekilde kadının zevkine odaklandığı bir aktivite olarak bakıyor. Kadının yatakta tatmin olması tabii ki önemlidir ama bundan emin olmanın yolu önce kendi mutluluğunuza odaklanmanızdır. Günümüz cinsel terapistlerinin ve gurularının insanlara aşıladığı zihin yapısı tam tersine erkeğin, kadının mutluluğuna kilitlendiği bir cinsel tecrübeye odaklanmaktır. Hatta bunun için ön sevişmenin öneminden kadınların erojen noktalarından tutun klitorisin konumuna kadar oldukça detaylı bir şekilde kadınları yatakta tatmin etmenin yollarına değiniliyor. Fakat erkeğin yataktaki mutluluğu sanki oldukça kolaymış ve hatta o erkek zaten yatağında bir kadın bulduğu için şanslı hissetmeliymiş gibi davranılıp erkeğin tatmin edilmesi için aynı özen neden gösterilmiyor sizce?
Muhtemelen tavşan deliğinin bu kadar derinlere gidebileceğini tahmin etmiyordunuz. Çerçevenin sıklıkla “HER ŞEY” olduğu bu yüzden vurgulanıyor. Evet, yatak odasında da bir çerçeve vardır ve bu çerçeve kendini en alfa zanneden erkeklerde bile kadına aittir. Bunun nedeni erkeklerin cinsel disipline sahip olmamaları yani halk arasındaki tabirle “Amsalak” olmalarıdır. Yani cinsellik odaklı olmalarıdır. Hatırlayın, “Bir ilişkide karşı tarafa en az ihtiyaç duyan taraf, o ilişkide gücü elinde tutan taraftır.” Peki siz cinsel arzularınızı kontrol edemediğiniz zaman ne oluyor? Cinselliği kadından daha çok isteyen taraf oluyorsunuz. Böylelikle yatak odasındaki güç kadının ellerine geçiyor.
İlginç bir şekilde, bir kadınla yatak odasında olan ilişkiniz, ilişkinizin diğer alanlarının bir tezahürüdür. Eğer yatak odasında sürekli kadınınızı tatmin etmek için çalışan ve bu uğurda kendi zevkinizi arka plana atan bir adamsanız bu sizi ilişkinizin diğer alanlarında da böyle olmaya şartlandıracaktır. Kısacası çoğu erkeğin betalaştırılma süreci aslında yatak odasında başlıyor. Seçenekleri varken tercih edilebilir olan erkekler, bütün cinsel seçenekleri tek bir kadına indirgendiğinde zamanla o tek cinsel kaynaklarının kölesi hâline geliyorlar. Bu kölelik yavaşça ama istikrarlı bir şekilde ilişkinin her alanında köleliğe doğru evriliyor.
Erkekleri bu kapana kıstırabilmek için Matrix’in kullandığı birçok cinsel mit vardır. Bu mitlerden en önemlisi “Kadın Cinselliği.” mitidir. Rollo’nun da sıklıkla bahsettiği bu mit, en kırmızı haplı olduğunu zanneden erkeklerin bile farkında olmadan inandıkları ve içselleştirdikleri bir mit olabilir. Bu mit kısaca şudur: Kadınlar doğaları gereği erkekler kadar cinsel varlıklar değillerdir. Beni yanlış anlamayın, kadınlar oldukça cinsel varlıklar. Onlar da tıpkı bizler gibi bir erkeğe salt cinsel arzu duyabilirler. Ama onların cinsellikleri bizden çok daha farklı. Testosteron birincil libido hormonudur. Bu hormon bizlerde çok daha fazla var. Kadınlarda da var ama yumurtlama döneminde pik yapmak üzere inip çıkıyor. Bizdeyse sabit kalıyor. Bu sebeple kadınların libidosu değişkendir, erkeklerinkiyse çoğunlukla sabittir. Ama toplum bizleri, kadınların tıpkı erkekler kadar ve hatta daha fazla cinsel varlıklar olduklarına inandırmak istiyor. İşin garibi kadınlar da olmadıkları bir varlıkmış gibi olduklarına inandırılıyorlar ve böyleymiş gibi davranmaya şartlandırılıyorlar.
Bunun sebebi de erkekleri varsayılan olarak kadın çerçevesine girmeye programlamak. Böylelikle bir seks tanrıçasıyla birlikte olduklarına inandırılmış erkekler, ilişkilerinin mutlulukları için yatak odasında o tanrıçaya tapmaya başlıyorlar ki o tanrıça kendilerini daha çok seksle mükâfatlandırabilsin. Hatta çok net hatırlıyorum, bir keresinde bir arkadaşım resmen yatak odasında kadınlara tapmaktan keyif aldığını söylemişti. Adam kadına keyif vermekten keyif alıyor, kadın keyif almazsa kendisi keyif alamıyor hatta kendini eksik hissediyor. Bütün bunlar erkekleri kolektif olarak feminenleştirme planının bir parçası aslında. En tanınmış ve ünlü diyebileceğiniz seksologlar bile bu mitlerin bayrak taşıyıcısı işlevi görerek insanların algılarını bu konuda yönetiyorlar. Bir erkek olarak doğanız size seks konusundaki gerçekleri gösteriyor. Ama toplumsal şartlandırmaların ve mitlerin gücü doğamızdan gelen sesi kulak arkasına atmamıza sebep oluyor.
Oldukça büyük bir manipülasyon taktiği olan şu meşhur konuya da bir bakalım: Erken boşalma! Çoğu kadının erkeğin erken boşalmasını mahşer gününün gelmesiyle eş tuttuğu konuşmalarına denk gelmişsinizdir. Evet, toplumda erkeğin erken boşalması üzerine yapılan utandırmalar oldukça popülerdir ve eminim birçoğunuz bunu tecrübe etmişsinizdir. Peki bunun aslında bir manipülasyon olduğunu biliyor muydunuz? Erkeği erken boşaldığı için ayıplamak aslında erkeğin yatak odasında kadın odaklı bir kafa yapısını benimseyebilmesi için bilinçsizce yapılan şartlandırmalardan biridir. Erken boşalmak oldukça doğal bir durum olduğu gibi sizi gerçekten seven ve isteyen bir kadın size mutluluk vermekten de keyif alacaktır, öyle siz ondan önce boşaldınız diye triplere girmeyecektir. Bu dünyanın sonu değil, biraz bekler ve ön sevişmeye geçersiniz, 5 dakikaya devam edebilecek hâle zaten gelirsiniz.
Erkeklere erken boşalmanın büyük ve affedilmez bir günah olduğu fikri aşılanıyor. Hatta sırf bu yüzden öz güven sorunları yaşayıp kendini daha az erkek hissederek erkek forumlarında yardım arayan adamların sayısı az değil. Erkek eskortların tecrübelerini biraz dinlerseniz artık cinsellikten neredeyse hiç keyif almadıklarını belirttiklerini görürsünüz. Bunun sebebi onların meslek gereği cinsel hayatlarının tamamen kadınları tatmin etme ve bu uğurda kendi zevklerini yok sayma üzerine kurulmuş olmalarıdır. İşte bu şekilde erkeğin doğasından gelen bir şeyi erkeğe karşı kullanarak erkekleri kendi cinsellikleri konusunda daha da kırılgan bir hâle getirmeye çalışıyorlar.
Bir diğer konu olan seks oyuncakları konusuna değinelim: Bu şeylerin yatak odasına girmeleri ne zaman normalleştirildi bilmiyorum. Ama seks oyuncakları kadının mutluluğu için yapılmış vasıtalar. Bu oyuncaklar aslında cinselliğin merkezinin kadının hazzı olması fikrinin pekiştirilmesine sebep oluyorlar. Kadının yatakta sizinle olması mutlu olması için yeterli olmalı. Sizi mutlu etmek kadını mutlu etmeli, tam tersi olmamalı. Tıpkı cinsellik dışı ilişki dinamiklerinde de olması gerektiği gibi. Kadın doğası gereği yüksek değerli olarak gördüğü erkeği tatmin etmekten mutluluk duyar, yüksek değerli erkekse kendine daha odaklıdır.
Bütün bunlar bizi erkeklere yatak odasıyla ilgili unutturulan gerçeğe getiriyor: Arkadaşlar, bir kadınla sevişirken “O kadını orgazm edeceğim, dünyasını sarsacağım, bir duvardan ötekine vurup ona ne kadar alfa bir erkek olduğumu ispatlayacağım.” diye triplere girmeyin. Bunun neden yanlış olduğundan aslında “Mutlu Bir Yatak Odasının Sırları” adlı videomda bahsetmiştim ama kısaca tekrar etmemiz gerekirse bu kafa yapısı siz farkında olmadan bilinçaltınıza kadını, kendinizi ispatlayarak elde etmeniz gereken bir mükâfat yerine koymanıza sebep olur. Yatak odası sizin her seferinde kendinizi kadınınıza ispatlamanız gereken bir sınav yeri değil, kadınınızın sizi zevkle mutlu etmek istediği ve bundan keyif aldığı, sizinse onu mutlu etmekten çok kendi mutluluğunuza odaklandığınız bir yer olmalıdır. Tekrar ediyorum bu “Onu mutlu etmeyi önemsemeyeceksiniz.” demek değil ama zaten kendi mutluluğunuzu daha öteye koyduğunuzda onu daha çok mutlu edersiniz. Çünkü üzerinizde onu tatmin etmeye dair bir mükellefiyet olmadan o anki yaşadığınız tecrübeye daha rahat odaklanabilir ve en iyi performansınızı sergileyebilecek kadar rahat olabilirsiniz.
Comments