top of page
Yazarın fotoğrafıAgah Karaaslan

MAHMUT AĞABEYE ELEŞTİRİLERİM

Güncelleme tarihi: 3 Oca

Merhaba Arkadaşlar, bugün hayatımda hiç yapacağımı düşünmediğim bir şey yapacağız. Mahmut ağabeyi eleştireceğiz. Ama eleştirilerime başlamadan önce bazı şeyleri açığa kavuşturmama izin verin:


Bakın, öncelikle ilk anlamanız gereken şey, bu işi yapan yani Kırmızı Hap ve erkek gelişimiyle ilgili içerik üreten kişilerin nihai motivasyonu, bundan bir gelir elde etmektir, buna ben de dâhilim. Bunda yanlış bir şey yok. Eğer bu işten finansal bir kazancımız olmayacaksa neden saatlerimizi bu içerikleri üretmekle harcayalım ki? Bunda hiçbir sorun yok ve size bunun böyle olmadığını söyleyen herkes yalan söylüyordur. Nitekim konu Mahmut ağabey olduğunda da farklı değil. O da eğer bu işten bir gelir elde etmeseydi bu kadar emek harcayıp içerik üretmezdi. Kimse size bu kadar içeriği ananızın hayrına üretmiyor. Buraya kadar sorun yok.


Ayrıca, Mahmut ağabeyin bu camiada en çok saygı duyduğum içerik üreticisi olduğunu da belirtmek isterim. O yüzden bu eleştirileri yapmak herkesten önce beni oldukça üzüyor. Ama şunu söyleyeyim, Mahmut ağabeyi gerçek hayatta hiç tanımasam ve muhtemelen hiç tanımayacak olsam da üzerimde çok emeği vardır. Eğer o olmasaydı şu an olduğum adam olamazdım. Hani bilhassa hayatlarında baba figürü konusunda eksiklik çeken her erkeğin rol modeli olarak aldığı bazı erkekler olur ya, işte o erkek benim için Mahmut ağabeydi. Bu yüzden onunla hemfikir olmayacağım hatta onu eleştireceğim bir anın geleceğini eğer geçmişimdeki bana söyleseydiniz sizin yüzünüze güler geçerdim. 😊 


Gelgelelim eleştirimizin aslına. Bir akım ve niş olarak Kırmızı Hap’ın son zamanlarda bazı yozlaşmışlıklara uğramaya başladığını eminim hepiniz fark ediyorsunuzdur. 2000’lerin başında Kırmızı Hap camiası, her erkeğin biraz kendine çeki düzen vererek erkek adam mantalitesini içselleştirerek ve biraz da oyunla kadınlarla olan ilişkilerinde sağlıklı ve bütün taraflar için tatminkâr bir tecrübe yaşayabileceğinin aşılandığı bir yerdi. Şimdiyse buna Rollo Tomassi de dahil olmak üzere bir çok eski isimlerin, seyirci kazanmak için attıkları öfke yemi dolu saçmalıklarla aslından oldukça uzaklaşarak erkeklerin kadın erkek ilişkileriyle ilgili algılarını yozlaştıran bir camiaya dönüştü.


Mesela, son zamanlarda Batı medyasında ilişkiler hakkında ürettiği içerikleriyle oldukça büyük bir ivme yakalayan “JustPearlyThings” adlı kanaldan konuşalım. Bu kadın bilhassa Andrew Tate’i kanalına davet ettikten sonra hiçbir manosfer gurusunun olamadığı kadar başarılı oldu. Bu yüzden yemediği linç kalmadı tabii ki. Bu linçleri atanların en büyüğü de, kendini Kırmızı Hap'ın Godfather’ı ilan eden Rollo Tomassi’den geldi. Kadına öyle bir diş bilemiş ki nasıl kuduruyor anlatamam. Her üç tweetinden birisi bu kızla ilgili, ha bire laf sokup aşağılamaya ve itibarını zedelemeye çalışıyor. Kıza etmediği laf kalmadı. Bütün bunların aslında bir kuyruk acısı ve sosyal medyada ikilem oluşturarak takipçi kasmak olduğu çok belli. Böyle olunca, ben de bununla ilgili bir eleştiri yapmaya karar verdim bu sebeple BENİ BİLE engelledi. İşsiz gibi gitmiş, onca tweet arasından benim Türkçe yazdığım tweeti aramış bulmuş falan. Rezalet bir durum. Rollo çok bozdu. En son “Yüksek değerli bir erkek olmanın en hızlı yolu vasektomi yaptırmaktır.” gibi etkileşim uğruna saçma sapan tweetler atıyordu.


Mahmut ağabeyin de elbette bu bariz tezatları fark etmemesi mümkün değildi. Bu sebeple “Tomassi’nin Silikondan Kanunları”, “Biz Buna Hipergami Diyoruz Bro” ve “Bir Hayatta Kalma Stratejisi Olarak Mavi Hap” gibi yaptığı birçok içerikte bu durumları eleştirdi. Hepsi de çok kaliteli içerikler ve nokta atışı tespitler. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Fakat son zamanlarda kendisinden beklenmeyecek söylemlerde bulunmaya başladı, birkaç kez tweetlerinde artık kırmızı haptan uzaklaştığını ve bir alakasının kalmadığını ilan etti.

İşte onu eleştireceğimiz nokta da buradan başlıyor. Bunun üzerine ben de şu şekilde bir tweet paylaşarak kendisini eleştirdim:


“Mahmut Abi, bu seni hayatımda ilk defa eleştirişim, ama bu konudaki duruşunu samimi bulmuyorum. Şu lafı herkes diyebilir ama senin redpill'den uzaklaştığını söylemen, ay ışığının güneşten uzaklaştığını söylemesi gibi bir şey. Alternatif evrenlerin bulunması, senin kırmızı haptan uzaklaşmandan daha ihtimal dahilinde bir olasılık. Içeriklerini neredeyse ezberlemiş olmasam bu konuda sana inanacağım. Kusura bakma ama, bunun bir “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” tavrı olduğu çok belli. Benim credibility'im düşmesin, satışlarım azalmasın, adım lekelenmesin, diye yaptığın bir şey olduğu çok belli. Daha erdemli olan davranış, 2000'lerin başındaki redpill'i korumak olurdu. Kendini ondan tamamen soyutlamak değil. Kırmızı Hap kimseye ait değil, kimsenin tek elinde değil. Ekmeğini yediğin şeye pisliyor gibi görünüyorsun. Üzgünüm.” 


Geçenlerde Zeynel Cem Demirhan hocayla konuşuyorduk, kendisinin Çatısızlar TV adlı bir kanalı var, onunla da yayın yapacağız bir ara. Konuşmamız esnasında birden çok ilginç bir şey söyledi, “Zafer kardeşim biliyor musun, aslında Kırmızı Hap diye bir şey yok!” Kafa karıştırıcı değil mi? Ne demek yok? O zaman biz bu kadar içeriği ne diye üretiyoruz? Ama haklıydı, Kırmızı Hap diye bir şey aslında yok çünkü Kırmızı Hap sadece gerçeğin alegorisi. Bir teşbih. Matrix filminde Kırmızı Hap, dijital bir simülasyonun fişine takılarak hapsolmuş insanları gerçek dünyaya uyandıran bir haptı. İşte biz bu teşbihi hayatın gerçeklerini anlatmak için kullanıyoruz. Kırmızı Hap’ın kendi başına bir anlamı yok. Biz onu, gerçekten anlatmak istediğimiz şeyin bir alegorisi olarak kullanıyoruz.


Bugün camiaya baktığımızda iki farklı Kırmızı Hap'la karşılaşırız. Bir niş, akım ve ideoloji olarak Kırmızı Hap (Ki bu feminizmin erkek versiyonudur), bir analoji, alegori ve teşbih olarak Kırmızı Hap. Kırmızı Hap bizim için bir akım değil, kadın-erkek doğasını ve gerçeklerini anlamaya verdiğimiz bir isimdir. Dolayısıyla “Ben artık Kırmızı Hap'tan uzaklaştım, artık ilgilenmiyorum.” demek, “Ben artık kadın erkek ilişkilerinin gerçeklerinden uzaklaştım ve bu gerçeklerle ilgilenmiyorum.” demektir. Bu durumda iki ihtimal var: Ya Mahmut ağabey evlendikten sonra bu işlerin saçma olduğuna karar verip iyice elini eteğini çekti ve Mavi Hap'a geri döndü ya da aslında bütün gerçeklerin gayet farkında ve Kırmızı Hap'tan uzaklaştığını aslında sadece bir reklam stratejisi olarak söylüyor. Ben onun deyimiyle “Paramı ikinci seçeneğe koyarım.”


Sosyal medyada bu tarz söylemleri olan adamlara baktığınızda neredeyse hepsinde ortak olan bir özellikle karşılaşırsınız: İnsanlara bir şeyler sattıklarıyla. Bunlar e-kitaplar olabilir, özel görüşmeler olabilir, WhatsApp koçlukları olabilir. Mutlaka bir dijital içerik satışı dönüyordur. Başta da dediğim gibi, bunda yanlış bir şey yok, bunu ben kendim de yapıyorum. Ama bu kişilerin asıl yaptıkları, her geçen gün adı daha çok kirlenen Kırmızı Hap'tan kendi isimlerini tecrit ederek farklı bir imaj oluşturmaları ve bu sayede kendi şahsi pazarlarının satışlarını korumaya ve artırmaya çalışmaları. “Bakın moruk, ben Kırmızı Hapçı değilim, haha benim Kırmızı Hap gibi saçmalıklarla alakam yok moruk, gelin benim kitaplarımı alın.” demekten başka bir şey değil. Ama o kitaplarda anlattıklarınızı siz nereden öğrendiniz? Yine Kırmızı Hap’tan! 2000’lerin başındaki Kırmızı Hap’ta anlatılanları anlatıyorsunuz işte. Bütün bunlara rağmen “Benim artık Kırmızı Hap'la bir alakam yok.” demek oldukça ikiyüzlü bir söylem. Mahmut ağabeyin bile böyle saçmalıklara dahil olduğunu görmek açıkçası beni çok büyük hayal kırıklığına uğrattı.


Mahmut ağabeyin Kırmızı Hap’tan uzaklaşması için Kadıköy sahillerinde Orhan Baba eşliğinde eski karısı uğruna rakı bardağı kaldırırken fotoğrafının falan bulunması lazım. Onun dışında, ne yaparsa yapsın ismini Kırmızı Hap’tan tecrit etmesinin bir imkânı yok. Bunu denediği zaman da tam tersi etki ediyor, aksine komik görünüyor. Mahmut ağabey, bir videosunda Rollo’yu yeni takipçiler kazanmak uğruna eski takipçilerinin saygısını kaybedecek ifadeleri olmasıyla suçlamıştı. Açıkçası kendi de farklı bir şey yapmıyor.


Umarım bu eleştiriler tarafına ulaşır ve bu konuda bir açıklama yapma gereği hissedebilir.


Dediğim gibi, kendisini seviyorum ve bu eleştirileri yapmak beni üzüyor. Muhtemelen, Mahmut ağabeye yaranmak için sürekli her dediğini onaylayan bir tayfa var, o tayfadan eleştiriler alacağım. Ama ben sizin gibi değilim Baylar, söylenmesi gereken bir şey varsa bu kim olursa olsun söylerim. Mahmut ağabey Allah değil, o da hata yapabilir, o da eleştirilebilir. Bu yapılması gereken bir eleştiriydi, ben de yaptım.  



 

236 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page