Merhaba Arkadaşlar! Kırmızı Hap'ın bir ideoloji, felsefe ya da din değil, bir praksiyoloji olduğu konusu her zaman çoğu kişi tarafından anlaşılması zor bir konudur. Aslında bir önceki yazımda bu konuyla ilgili bir kesit paylaşmıştım, bu bölümdeyse bu iki mefhum arasındaki farklara daha detaylıca değinmek istedim. Önce o yazıdaki ilgili bölümü okuyalım:
“Mesele şu ki, Kırmızı Hap bir ideoloji değil, bir praksiyolojidir. Peki bu neden önemli? Bu sadece entelektüel bir teknik detay değil mi? Aslında bu küçük detay her şeyi değiştiriyor.
İdeolojiler, hayatımızda bize rehberlik etmek için standartlar olarak ahlaki, sosyal idealleri destekleyen inanç sistemleridir. Hümanizm, Marksizm, Hristiyanlık ve İzci Kanunu hepsi farklı türden ideolojilerdir. Teorik olarak amaçlarımıza rehberlik eden birleştirici inançları kutlayarak ulaşmayı arzuladığımız yüce hedefler belirlerler.
Praksiyolojilerse inanç sistemleri değil, uygulama sistemleridir. Bir şeyin ön şart olarak önceden kararlaştırılmış bir ideale uygun olup olmadığıyla ilgilenmezler, bir şeyin gerçekten işe yarayıp yaramadığıyla ilgilenirler. Mühendislik, küçük motor tamiri, bilgisayar kodlaması, balıkçılık ve ilk yardım gibi şeylerin bütünü praksiyolojidirler. Kırmızı Hap bir ideoloji değil, bir praksiyolojidir.
Bu yazının devamında, Rollo Tomassi'nin konuya detaylıca değindiği bir tercümeyi okuyacağız. Hazırsanız başlayalım:
Kırmızı Hap Yolu
Kırmızı Hap, cinsiyetler arası dinamiklerin bir praksiyolojisidir ve her zaman öyle kalacaktır. Değer yargılarıyla ilgilenmez. Kırmızı Hap praksiyolojisi tarafından sunulan verilerin doğru ya da yanlış olarak nasıl yorumlandığı konusu, çoğu öznellik ve şahsi inanç üzerine değerlendirilir. Fakat özünde Kırmızı Hap, her zaman olanla ilgili olmalıdır; olması gerekenle, ahlaki, ahlaksız ya da ahlak dışı görünenle değil.
Temmuz 2019'da “The Believers vs. The Empiricists” adlı yazımda buna değinmiştim. Kırmızı Hap'a ideoloji eklemenin sorunu, bunun mümkün olduğu kadar objektif kalma niyetini çarpıtmasıdır. Praksiyoloji, insan eyleminin “A priori.” olarak kavranabilen yönlerinin incelenmesidir; başka bir deyişle tercihin, seçimin, araç-amaç şemalarının kavramsal analizi ve mantıksal sonuçlarıyla ilgilidir. Praksiyolojik bağlamda Kırmızı Hap, kadın ve erkek olarak yaptığımız şeyleri neden yaptığımızın altında yatan motivasyonların anlaşılmasıyla ilgilenen “Gevşek bir bilim.”dir. Her şeyi %100 doğru anlayamaz ama doğru soruları sorar. İnananları rahatsız eden de bu sorulardır. Bir praksiyoloji olarak Kırmızı Hap'ın güzelliği, bu soruları ve neticeleri mürekkeple değil, kurşun kalemle yazabilmemiz ve yeni bilgiler onları değiştirdikçe silip düzenleyebilmemizdir. Kırmızı Hap başlı başına bir ideoloji değildir. Pek çok ahlakçı eleştirmenin onu yeniden tanımlamak istemesine rağmen Kırmızı Hap farkındalığı, erkeklerin ve kadınların doğaları hakkındaki gerçeği anlama mükellefiyetiyle ilgilidir.
Evet biliyorum, hiçbir konuda tamamen objektif olmak mümkün değil. Aslında, belirli bir soruyu sorarken gereken düşünce bile belirli bir öznel ön yargıyı ima eder. İlk etapta onlar hakkında düşünmenize neden olan bazı inançlarınız olmasaydı bu tür soruları sormazdınız. Nesnel gerçeğe bağlılık bile başlı başına bir değer yargısı olarak algılanır. Dikkate almaya değer olan şeyler, en azından o şeyin neden dikkate alınmaya değer olduğunu düşünmeniz kadar önemlidir. Bütün bunları anlıyorum ama bu yine de, bir şeyi merak etmek için temel nedenlerimiz olduğu yönündeki ön bilgimize rağmen insani açıdan mümkün olduğu kadar objektif olmaya çalışmamamız gerektiği anlamına gelmez.
Objektivite vs. İdeoloji
Kırmızı Hap praksiyolojisinin topladığı verilerle kişinin ne yapacağı ve bu bilgiyi nasıl yorumlayacağı kişiye bağlıdır. Bu bilgiyle kendimiz için oluşturduğumuz reçeteler neredeyse her zaman bir değer çağrısıdır. Kırmızı Hap'a yeni başlayan erkekler için asıl soru, önce değer yargısı konumundan başlayıp sonra bu yargıya en iyi şekilde uyan Kırmızı Hap verilerini bulmaya çalışıp çalışmadıkları ya da tarafsız, nesnel bir konumdan başlayıp bu bilgiyi yorumladıktan sonra bu nesnelliğe dayanarak kendileri için iyi düşünülmüş, rasyonel reçeteler oluşturup oluşturmadıklarıdır.
Bu bilgiyi bizim için nasıl faydalı hâle getirdiğimiz, onun bizim için faydalı olması gerektiği sonucuna nasıl vardığımız kadar önemlidir. Neredeyse 20 yıldır bu alanda yazdıktan sonra erkeklerin Kırmızı Hap farkındalığını ya kendileri hakkındaki fikirlerini değiştirerek, uygulayarak hayatlarına daha iyi hizmet etmek (Ve hayatlarını kutarmak) için ya da bu farkındalığı ön yargılı inançlarını doğrulamak için nasıl kullandıklarını görmeye başladım. Genellikle bunu, kafalarındaki bu inançlarla uyumlu olan ve işlerine gelen kısımları seçerek ve onlarla çelişen verileri atarak veya diskalifiye ederek yapıyorlar. Mor Hap'ı işte bu şekilde alırsınız: Mavi Hap şartlanmalarına dayanan bir inanç setini doğrulamak için yeterli ampirik Kırmızı Hap verisini kabul edin. Eğer kendinize bir çeşit ”Koç” ünvanı vererek başkalarının Mavi Hap inançlarına dalkavukluk yaparak kazanç elde edebilirseniz, her şey daha da iyi olur.
PUA'lar (Pick Up Artists), MGTOW (Man Going Their Own Way), MRA'lar (Man’s Rights Activists), Trad-Con'lar (Traditional Conservative), Pozitiflik ve Başarı Pornosu müdafileri, Kırmızı Hap Papazları, Baba Figürü Fitness Koçları, Erkeklik Psikologları, Kadın “İlişki Uzmanları.” ve aynı konseptte olan birçok sayıda diğer alt grubu olan bu kürenin bütünü inançlarla belirlenmiş reçetelerdir. Subjektif reçeteleri ya Kırmızı Hap praksiyolojisinin ardından gelir ve onun bir çeşit şahsi inançlarla güncellenmiş bir sürümüdür ya da ön yargılarının bir ölçüde, Kırmızı Hap'ın onlara getirdiği veriler ve farkındalık tarafından doğrulandığını görürler.
Kırmızı Hap'ın sunduğu bilgiler bu inanç reçeteleriyle çeliştiğinde, işte o zaman inançlı insanların Kırmızı Hap'ı bir ideoloji olarak yeniden tanımlamaya çalıştıklarını görürüz. Kesin bir ampirik gerçek, ego yatırımı yaptıkları bir inanca meydan okuduğunda, çoğu insan saldırıya uğradığını hisseder. Bu inanç çoğu zaman insanların hayatlarını temel alan bir inançtır; dolayısıyla bu inanca meydan okumak, kişinin uzun süredir sürdürdüğü hayat biçimine meydan okumaktır. Kırmızı Hap açısından, ampirik verilerin bir insan için gerçekte ne anlama gelmesi gerektiğini yeniden tanımlamak veya yeniden yorumlamak çok daha kolaydır. Bu sayede ne zaman neyin ne olup olmaması gerektiğiyle ilgili sarf edilen cümleler gördüğümüzde bir değer yargısıyla karşı karşıya olduğumuzu biliriz.
İnançlı birisinin, Kırmızı Hap farkındalığının meydan okuduğu ego yatırımını koruyabilmesinin tek yolu, Kırmızı Hap'ı bir ideolojiye indirgemektir. Bu, düşmanı savaşa kendi alanınızda ve kendi şartlarınızdangetirme taktiğidir. Kırmızı Hap sadece nesnel gözlemlerden, noktaların birleştirilmesinden ve verilerin derlenmesinden ibaret olduğu sürece onun ahlaki açıdan doğru ya da yanlış olup olmamasının ya da olması gerekenin ne olduğuna ilişkin değer yargılarının gerçeği ayırmakla alakası yoktur. Ancak kendinizi ve başkalarını Kırmızı Hap'ın nesnel bir arayış değil, aslında ideolojik bir arayış olduğuna ikna edebilirseniz o zaman savaşın şartlarını siz seçersiniz. Eğer Kırmızı Hap bir inanç seti olarak yeniden tanımlanabiliyorsa o zaman kendi inanç setinizle ona karşı harekete geçebilirsiniz. O zaman tartışma neyin ne olduğuyla ilgili değil, neyin doğru ya da yanlış olduğu ya da bu verinin ne anlama gelmesi gerektiği ya da bir kişinin hayatında doğru şekilde nasıl kullanılması gerektiğiyle ilgili hâle gelir. Bu şekilde hipergami, kadının doğasıyla ilgili olmaktan çıkıp bunun neticesinde kadınların doğası gereği kötülüğe nasıl yatkın olduğuyla ilgili hâle gelir. Alfa veya Beta, bir erkeğin önceden var olan bir inanç kümesiyle ne kadar iyi uyum sağladığıyla tanımlanır: “Buna inanıyorsan/inanmıyorsan gerçek bir erkek değilsin!" ve Ruh Eşi Miti, ideolojik bir tartışmayı kazanan bir inanç meselesi hâline gelebilir.
Kırmızı Hap'ın önermesini bir ideoloji olarak yeniden tanımladığınızda, onunla bir ideoloji olarak mücadele edebilirsiniz. Ancak bunu yapabilseniz bile, Kırmızı Hap'ın sunduğu veriler hâlâ inançlı kişilerde birçok tezata neden olacaktır. Bu, inançlı kişilerin bu verileri, bu veriler hakkında hissettiği kognitif uyumsuzlukla uzlaştırmasına neden olur. İnançlarımızı sorgulatan bilgileri yeniden tanımlamak, diskalifiye etmek ve sonra yeniden nitelendirmek, bu çelişkili verileri doğrudan inkâr etmekten çok daha tatmin edicidir. Bazen geriye kalan tek seçenekleri tamamen reddetmek olur.
İnsanlar bir gerçeğin, değer verdikleri bir şeyi yok edeceğini anladıklarında inkârnyoluna başvururlar ve üreme sorunumuzu nasıl çözeceğimiz konusunda doğru ve yanlış olduğunu düşündüğümüz şeylere ilgili yaptığımız yatırımlardan daha değer verdiğimiz çok az şey vardır. Aldatan bir partner söz konusu olduğunda inkâr, kendi aşağılanmanızın ispatlarını kabul etmekten kaçınmanızı sağlar. Eşinizi en iyi arkadaşınızla yatakta yakalamak dışında, sadakatsizliğin ispatı genellikle belirsizdir. Bu motive edilmiş bir şüpheciliktir. İnanmak istemediğiniz şeylere karşı daha şüpheci olursunuz ve daha yüksek seviyede ispat talep edersiniz.
İnkâr genellikle bilinçsizdir, yoksa işe yaramaz: Gerçeğe gözlerinizi kapattığınızı biliyorsanız bir yanınız gerçeğin ne olduğunu bilir ve inkârcılığınız koruyucu işlevini yerine getiremez. Bu yüzden diyoruz ki, “Matrix'teki kodu bir kez gördünüz mü, Kırmızı Hap'ı bir kez aldınız mı, geri dönüş yoktur.”
Hepimizin korumaya çalıştığı şeylerden biri olumlu bir öz imajdır. Kendi imajınızın gerçek tarafından sorgulanan yönü ne kadar önemli olursa inkâr durumuna girme ihtimaliniz de o kadar artar. Eğer kendinize dair güçlü bir değer ve yeterlilik duygusuna sahipseniz öz imajınız darbelere dayanabilir ancak büyük ölçüde bozulmadan kalabilir zira kendinizden şüphe duyuyorsanız (Ki bu kendini beğenmiş Beta düşüncesinin bir özelliğidir), başarısızlığın herhangi bir şekilde kabul edilmesi yıkıcı olabilir ve herhangi bir hatanın kabulü, düşünülemez noktaya kadar acı verici olabilir. Kendini haklı çıkarma ve inkâr, yetkinliğinizin olduğuna inanmakla hata yapmak arasındaki bu imajla çatışan uyumsuzluktan kaynaklanır.
Çözüm: Hatayı inkâr edin veya tartışmanın şartlarını yeniden tanımlayın.
Doğası gereği erkekler tümdengelimli problem çözücülerdir. Bu pek çok açıdan kendini gösterir ancak hâlâ bir kadının sorunlarını çözmenin üreme sorununu çözmesine (O kadınla yatmasına) yol açacağına inanan bir Beta erkeği için bu çoğu zaman onu daha kötü bir hayata sürükler. Bir erkek, interseksüel dinamikleri daha derin ve daha doğru bir şekilde anlamanın hayatı için ne anlama geldiğini içselleştirmeye başladığında, bunu kendi şartlarına uygulamanın yollarını arayacaktır. Bu doğal ve kaçınılmaz bir ilerlemedir. Birçok yazımda belirttiğim gibi, ben daha iyi erkekler oluşturma işinde değilim; ben erkeklere kendileri için daha iyi hayatlar inşa etmelerini sağlayacak araçları verme işindeyim. Erkeklerin bir aşamada yazdıklarımdan öğrendiklerini kendileri hakkındaki fikirlerini değiştirmek ve daha iyi bir farkındalığa ulaşarak olabilecekleri en iyi erkekler olmak için kullanmalarını bekliyorum.
Ben size reçete sunmuyorum. Daha iyi bir hayat yaşamanıza yardımcı olacak herkese uyan tek bir formülüm ya da her şeyi kapsayan 12 kuralım yok (Jordan Peterson’ın “12 Rules of Life” adlı kitabına gönderme yapıyor). Çoğu erkek bu formülü ister ve eğer bir koç hayatın hile kodlarına sahip olduğunu ima etse bile, birçoğu hayatlarında gerçek bir değişiklik yapmak için gerekli olan işten kaçınmak için küçük bir servet ödeyecektir. Onlar çoban arayışında olan koyunlardır. Okuyucularımdan çok az beklentim var ama bunlardan biri, kendi hayatınızın sanatçısı olmayı üstlenmenizi beklemem. Elinizi tutmayacak ve sizi daha iyi bir versiyonuna yönlendirmeyecek olmam sizi hayal kırıklığına uğratıyorsa, bilin ki bu hayal kırıklığını yaşamak sizin kendi ayaklarınızın üzerinde durabilen, bir taraftar ya da koyun değil kendi kararlarınızın yazarı olan bir adam olabilmeniz için gereklidir.
Bir ömür boyu maruz kaldığınız Mavi Hap şartlanması zaten bu kontrolü yeterince uzun bir süre elinizden almaya çalıştı.
Yazının orijinali: The Red Pill Path - Rollo TOMASSİ
Comentarios